Son günlerde, yatırım dünyasından eski bir arkadaşım, sohbet grubunda hislerini paylaştı: "Artık hayatımda sadece üç şey kaldı: zararı durdur, fırsat seç, boş boş bakmak." Ben buna katıldım, ardından o ekledi: "Bir şey daha var - can sıkıntısı." Grup aniden sessizliğe büründü, onun gerçekten yatırımın özünü kavradığını fark ettim.
Birçok insan yatırımda en zor olanın zirveden çıkmak ve dipten almak olduğunu düşünür, ancak aslında sıra tam tersidir.
En kolay kavranan şey zararı durdurmaktır: Zararı durdurma fiyatını otomatik olarak uygulanacak bir talimat olarak ayarlayın, bir kez tetiklendiğinde kararlı bir şekilde çıkın. İşte bu adım, %90 yatırımcının önünde bir engel oluşturuyor—onlar zararı durdurmayı teslimiyet olarak görüyor, ben ise bunu "giriş bileti" olarak değerlendiriyorum. Zararı durdurmadan, piyasada yer alma hakkınız bile yoktur, nihayetinde sadece sermayenin sıfıra inmesine yol açar.
İkinci adım "fırsatları değerlendirmek". Bu, zincir üzerindeki verileri, finansman oranlarını, fiyat hareketlerini ve sosyal medya duygularını kapsamlı bir şekilde analiz etmeyi gerektirir ve en olası yatırım hedeflerini seçmeyi sağlar. Zorluk, temkinli kalmaktır: Piyasa her an çalışır, zamanın %80'inde yanıltıcı izlenimler yaratır. Gerçekten fırsatları değerlendirebilen yatırımcılar, yalnızca en yüksek kazanma ihtimaline sahip fırsatlarda harekete geçer, diğer zamanlarda ise beklemeyi tercih ederler. Diğerleri korku ve kaçırma hissiyle uykusuz kaldığında, bu tür yatırımcılar sakin bir şekilde egzersiz yapabilir, aileleriyle vakit geçirebilir ve kazançlarını öncelikle yaşam kalitelerinin artırılmasına yatırabilirler.
Üçüncü adım "tekrar etmektir". Strateji kanıtlandıktan sonra, geriye sadece mekanik olarak uygulamak kalıyor. Piyasa boğa, ayı veya dalgalı olsa da, her duruma uygun standart operasyon prosedürleri vardır: pozisyon açma, pozisyon artırma, koruma ayarlama, pozisyon azaltma, pozisyon kapama. Tekrar tekrar pratik yaparak, bu işlemler kas hafızası haline gelir, duygusal dalgalanmalar ortadan kalkar ve kazanç eğrisi istikrarlı bir şekilde yükselir.
En zorlu olan dördüncü adım - "sıkıcı". Sistem en üst düzeye optimize edildiğinde, her gün uyanıp sadece basit bir seçimle karşılaşmak: piyasaya katılmak mı yoksa katılmamak mı. İçsel huzur içinde, hatta ekran görüntüsü alıp paylaşmaya bile üşeniyorsunuz. Bu noktada, ticaret, heyecan dolu bir aktiviteden, bir "para çekme makinesi" haline dönüşüyor: fırsat olduğunda aç, fırsat olmadığında kapat, kâr, blockchain gibi zamanında üretiliyor. O zaman anlıyorsunuz ki, sıkıcılık en verimli durumdur.
Bu dört aşamayı tamamlamak genellikle dört büyük kayıptan geçmeyi gerektirir. İlk kayıp zararı durdurmayı öğretir; ikinci kayıp sadece en yüksek şansa sahip olduğunda harekete geçmeyi öğretir; üçüncü kayıp sistematik bir süreç oluşturmayı destekler; dördüncü kayıp ise sistemin dışındaki her şeyin bir engel olduğunu anlamayı sağlar. Her "yeniden doğuş" dokuzdan bir hayatta kalmayı gerektirir ve sonunda o, görünüşte önemsiz olan "sıkıcı" ifadesini getirir.
Artık bu yatırımcı, piyasayı düzenli olarak kontrol etme alışkanlığı edindi, geri kalan zamanını koşu yaparak, çocuklarıyla vakit geçirerek ve yaşam vlogları çekerek geçiriyor. Piyasa fırsatları doğduğunda, ölçülü bir şekilde katılıyor; piyasa durağansa, yaşamın tadını çıkarmayı tercih ediyor. Hesap bakiyesi iki katına çıktığında bile, kayıtsız bir şekilde şunları ifade ediyor: "En çok endişe duyduğum şey geri çekilme değil, aşırı heyecan verici dalgalanmalar."
Bu gerçek ustalık yoludur: ticareti duygusu olmayan bir para çekme makinesi olarak görmek ve hayatın tutkusunu gerçekten duygusal yatırım yapmaya değer olan yerlere koymak.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son günlerde, yatırım dünyasından eski bir arkadaşım, sohbet grubunda hislerini paylaştı: "Artık hayatımda sadece üç şey kaldı: zararı durdur, fırsat seç, boş boş bakmak." Ben buna katıldım, ardından o ekledi: "Bir şey daha var - can sıkıntısı." Grup aniden sessizliğe büründü, onun gerçekten yatırımın özünü kavradığını fark ettim.
Birçok insan yatırımda en zor olanın zirveden çıkmak ve dipten almak olduğunu düşünür, ancak aslında sıra tam tersidir.
En kolay kavranan şey zararı durdurmaktır: Zararı durdurma fiyatını otomatik olarak uygulanacak bir talimat olarak ayarlayın, bir kez tetiklendiğinde kararlı bir şekilde çıkın. İşte bu adım, %90 yatırımcının önünde bir engel oluşturuyor—onlar zararı durdurmayı teslimiyet olarak görüyor, ben ise bunu "giriş bileti" olarak değerlendiriyorum. Zararı durdurmadan, piyasada yer alma hakkınız bile yoktur, nihayetinde sadece sermayenin sıfıra inmesine yol açar.
İkinci adım "fırsatları değerlendirmek". Bu, zincir üzerindeki verileri, finansman oranlarını, fiyat hareketlerini ve sosyal medya duygularını kapsamlı bir şekilde analiz etmeyi gerektirir ve en olası yatırım hedeflerini seçmeyi sağlar. Zorluk, temkinli kalmaktır: Piyasa her an çalışır, zamanın %80'inde yanıltıcı izlenimler yaratır. Gerçekten fırsatları değerlendirebilen yatırımcılar, yalnızca en yüksek kazanma ihtimaline sahip fırsatlarda harekete geçer, diğer zamanlarda ise beklemeyi tercih ederler. Diğerleri korku ve kaçırma hissiyle uykusuz kaldığında, bu tür yatırımcılar sakin bir şekilde egzersiz yapabilir, aileleriyle vakit geçirebilir ve kazançlarını öncelikle yaşam kalitelerinin artırılmasına yatırabilirler.
Üçüncü adım "tekrar etmektir". Strateji kanıtlandıktan sonra, geriye sadece mekanik olarak uygulamak kalıyor. Piyasa boğa, ayı veya dalgalı olsa da, her duruma uygun standart operasyon prosedürleri vardır: pozisyon açma, pozisyon artırma, koruma ayarlama, pozisyon azaltma, pozisyon kapama. Tekrar tekrar pratik yaparak, bu işlemler kas hafızası haline gelir, duygusal dalgalanmalar ortadan kalkar ve kazanç eğrisi istikrarlı bir şekilde yükselir.
En zorlu olan dördüncü adım - "sıkıcı". Sistem en üst düzeye optimize edildiğinde, her gün uyanıp sadece basit bir seçimle karşılaşmak: piyasaya katılmak mı yoksa katılmamak mı. İçsel huzur içinde, hatta ekran görüntüsü alıp paylaşmaya bile üşeniyorsunuz. Bu noktada, ticaret, heyecan dolu bir aktiviteden, bir "para çekme makinesi" haline dönüşüyor: fırsat olduğunda aç, fırsat olmadığında kapat, kâr, blockchain gibi zamanında üretiliyor. O zaman anlıyorsunuz ki, sıkıcılık en verimli durumdur.
Bu dört aşamayı tamamlamak genellikle dört büyük kayıptan geçmeyi gerektirir. İlk kayıp zararı durdurmayı öğretir; ikinci kayıp sadece en yüksek şansa sahip olduğunda harekete geçmeyi öğretir; üçüncü kayıp sistematik bir süreç oluşturmayı destekler; dördüncü kayıp ise sistemin dışındaki her şeyin bir engel olduğunu anlamayı sağlar. Her "yeniden doğuş" dokuzdan bir hayatta kalmayı gerektirir ve sonunda o, görünüşte önemsiz olan "sıkıcı" ifadesini getirir.
Artık bu yatırımcı, piyasayı düzenli olarak kontrol etme alışkanlığı edindi, geri kalan zamanını koşu yaparak, çocuklarıyla vakit geçirerek ve yaşam vlogları çekerek geçiriyor. Piyasa fırsatları doğduğunda, ölçülü bir şekilde katılıyor; piyasa durağansa, yaşamın tadını çıkarmayı tercih ediyor. Hesap bakiyesi iki katına çıktığında bile, kayıtsız bir şekilde şunları ifade ediyor: "En çok endişe duyduğum şey geri çekilme değil, aşırı heyecan verici dalgalanmalar."
Bu gerçek ustalık yoludur: ticareti duygusu olmayan bir para çekme makinesi olarak görmek ve hayatın tutkusunu gerçekten duygusal yatırım yapmaya değer olan yerlere koymak.